20 Aralık 2011 Salı

demokrasi ve insan hakları

Demokrasi ve İnsan Hakları
   21. yüzyılda en moda kelimelerden birisi de insan hakları ve demokrasidir. Bu kelimeleri anlamak bazen çok zor olmaktadır. Tıpkı bu günlerde yaşanılan insan katliamlarına, insan hakları örgütlerinin sessiz kaldıkları gibi.
     Bu tür kelimelerin tam anlaşılması belki de çok zor. Çünkü bakış açısı çok önemli. Örneğin herhangi bir olaya tanık olanların her biri farklı açıdan görür olayı ve dolayısı ile farklı yorumlar. Bakış açısı bir bilgi, kültür ve en önemlisi vicdan meselesidir. Gerçi vicdan da soyut bir kelime. Objektif olmak çok zor. Yine bir vakıanın sonucu avukattan avukata değişebilir. Savunma ve bakış açısı vakıadan daha önemlidir.
     Hayatımızda hep yaşarız. Bazen birilerinin bir tokat yemesi ile yer yerinden oynar. Bazen be binlerce insan katledilir. Hem de demokrasi ve insan hakları adına. Bütün dünya da seyirci kalır. Bir söz vardır. Her horoz kendi çöplüğünde öter diye. Kuvvet ve güç meselesi.
Düşünür durursunuz. İnsan için mi demokrasi ve insan hakları yoksa demokrasi ve insan hakları için mi insanlar vardır diye. Dünyada dönen dolaplara baktığınızda ikincisinin daha doğru olabileceği görülür.
    Tarih boyu yaşanılan ezilenler ile ezenler dünya durdukça olacağa benziyor. Olmasına olacakta nasıl az olur onların çaresini aramak lazım. Güç ve kuvvetin daha insancıl kişilerin elinde bulunması gerekiyor. Salahiyetli insanların mutlaka çok kültürlü ve bilgili olması kaçınılmaz. Tarihte belki bir yörede adalet sağlanır iken bazı bölgelerde ise zulüm işliyordu. Günümüzde ise küreselleşmenin sonucu olarak, büyük ölçekte zulümlerden bahsetmek daha doğru oluyor.
    Ülkemiz ve insanlarımız küreselleşmenin neresinde? Dünya üzerinde söz sahibi olabiliyor muyuz? Büyük kafalı olup dünya siyasetine yön verebiliyor muyuz? Sorulması ve çözül üretilmesi gereken bir yığın konu var. Bilimsel, teknik ve ekonomik ne durumdayız? Ülkemizin bir ilçesi büyüklüğünde bir ülke bizden önde olabiliyor mu? Biz küçük bir ülkeye bazı ihaleleri veriyor ve kendimiz yapamıyorsak daha çok ekmek yememiz gerektiğinin bir göstergesidir bu.
     Evet dünyada çok şey oluyor. Olanlar belki de yıllar öncesinin bir planı. Dünya bir oyuncak ve insanlar oyuncuları. Bu oyuncak biraz satranca benziyor. Çok ilerisini görüp adımları ona göre atmak kaçınılmaz durumda. Bu oyunda kemiyet değil keyfiyet ön planda duruyor. Bu oyunda bilgi ve teknolojide ileridekiler söz sahipliliği yapıyor. Ah oyunun bir kaç hamle sonrasını görebilsek. Göremesek bile görmek için çaba göstersek. Çok merak ediyorum 50 yıl sonra çocuklarımız veya torunlarımız bizim için neler söylececek.  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder