Simya, Kimya biliminden önce doğmuş çok eski bir bilim dalıdır. Simya biliminin bir ana amacı ve bu ana amacın doğuracağı iki amaç vardır. Ana amaç Felsefe Taşını yapmaktır. Felsefe Taşı ise ölümsüzlük ve her maddeyi altına çevirme amaçlarını sağlamaktı. İşte simyanın uğraştığı amaçlar bunlardı. Fakat bilindiği kadarıyla simya bilimi, amaçlarına hiç bir zaman ulaşamadı. Simyacılar Felsefe taşını asla yapamadılar ve dolayısıyla ölümsüzlük ve altın yaratma emellerine de ulaşamadılar. Fakat bu uğurda yaptıkları deneyler, uğraşlar başka bir bilimin; kimyanın doğmasına vesile oldu.
Felsefe Taşı, insanlığın bugüne kadar yarattığı en büyük sırlardan biridir. Tabi ki simya ve Felsefe Taşına şimdiye kadar sayısız yaklaşım oldu ve sayısız açıklama getirdi. Simya ve Felsefe Taşı ile ilgilenen insanlar bakış açısı olarak ikiye ayrılırlar. İlk grup insan, Felsefe Taşını fiziksel gerçek bir madde olduğunu, ölümsüzlük ve metalleri altına çevirme konularının akla gelen ilk anlam olduğunu varsayar. ikinci grup ise, Felsefe Taşının yalnızca bir imge olduğunu, Felsefe Taşının vaat ettiği ölümsüzlük ve altının çok derin anlamlar içeren semboller olduğunu varsayarlar.
Felsefe Taşıyla ilgili ilk akla gelen isimlerden biri de filozof Nicolas Flamel’dir. Efsaneye göre Flamel taşı gerçekten yapmayı başarmıştır. Ve hatta Flamel’in günümüzde bile hala gizlice yaşadığına inananlar vardır. Bunun dışında Pisagor, Alkhaest, ,saac Newton, Paulo Coelho, Edgar Cayce.. gibi isimler de simya ile birlikte anılırlar.
Simya’nın amacını, Felsefe Taşını ve gerçek anlamda ölümsüzlüğü bulup bulamadığını bir yana koyarsak, simyanın asıl değeri, kimya bilimine ortam hazırlamasıdır. Eski çağlardaki simyacıların el üstünde tutulmasının ve simyacılara çok büyük bir değer verilmesinin sebebi ne Felsefe Taşı ne de ölümsüzlüktür. Asıl neden yaptıkları katkılardır. barutun keşfi, madenlerin rafine edilmesi, metaller ve elementler üzerindeki çalışmalar, mürekkep, kozmetik, boya üretimi, deri boyanması, seramik ve cam üretimi, likör ve esans üretimi ve daha bir çok keşif ve icad simya çalışmaları sayesinde olmuştur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder