29 Eylül 2012 Cumartesi

Karadeniz’in Vazgeçilmez Sesi: Kemençe


Kökeni farsça olan ve farsçada ”yay-kavis” anlamını taşıyan keman kelimesine dilin küçültme eki olan ”-çe” eki getirilerek ”yayla çalınan küçük keman” anlamına gelen ”kemençe” kelimesi oluşturulmuştur.” Kemençe” kelimesi birçok komşu ülkede de hala bu isimle kullanılmaktadır.
Tarihe en eski yaylı enstrüman olarak geçen rebab ve keman ile aynı sınıftan olduğu düşünülen, bir yay yardımıyla çalınan ve inceden kalına doğru zil, sağır ve bom olarak isimlendirilen uzun bir süre bağırsaktan yapılan teller kullanılıp sonradan metal kullanılmaya başlayan üç telli bir çalgıdır. Türkiyedekullanılan iki tip kemençe bulunmaktadır, biri Armudi kemençe iken diğeri ise karadeniz yöresine ait halk müziğinde kullanılan karadeniz yada laz kemençesidir. Halk müziğindekullanılan klasik kemençe ile karıştırılmaması amacıyla karadeniz bölgesinde kullanılankemençeye yöreye has bir isim verilmiştir. Klasik kemençeye nazaran geri planda kalan karadeniz kemençesi, karadeniz insanının gelenek, görenek ve kültüründen vazgeçmeyen kendine has yapısı sayesinde bugünlere dek gelebilmiştir.
Kemençe karadenizde yaşamış rumlar ile Yunanistan, Trabzon ile komşu illerinde yaşayan ve kullanmayı bilen ermeniler ile gittiği ülkelere de yayılması sağlanmıştır. Fakat, Hacivat ile karagöz ve Türk tatlısının ardından kemençeye de göz koyan Yunanistan’ın, yapılan araştırmalar sonucu, Türkiye’nin önemli kültürel değerleri arasında olan kemençenin Yunanistan’a 1924′ten sonra göç eden Rumlar tarafından götürüldüğü açıklandı.
Kemençe yapımında özellikle, dut, karadut, akçaağaç ardıç, ladin veya erik ağacından tamamen el emeği ile oyularak tip ve özelliklerine göre 3-15 gün içerisinde yapılmaktadır. Karadeniz bölgesinde yıllardır hiç aksama dönemine girmeksizin ve ustalığında babadan oğula geçen bir sanat olarak Giresun ve Trabzonun ilçeleri olan, Görele, Eynesil, Akyazı, Maçka, Tonya, Vakfıkebir, Akçaabat, Sürmene’nin kendine has tezgahlarında üretilmektedir.
Normal bir karadeniz kemençesinin boyu 57cm, genişliği yaklaşık 10cm ve baş ile yüksekliği ise 8,5 cm’dir. Kemençe, oturur vaziyette iki diz arasına alınarak, ayakta ise dikine hiçbir yerden destek almaksızın dikine çalınır. Karadenizde kemençenin sesini duyunca hareketlenmeye başlayan ve horon dizini oluşturun yerli halkıyla özdeşleşmiş durumdadır…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder